Milyonlarca yıl önce, memeliler anne ve yavru arasında bir fiziksel temas geliştirdiler. Köpeklerin, kedilerin, ineklerin ve diğer tüm memelilerin doğumdan sonra yavrularını yaladıklarını ve onların yanlarına uzanarak onlarla bir fiziksel temas kurduklarını görebilirsiniz. Bu sadece yavruları temiz tutmaya çalışma çabası değildir. Onları yalama, yavrunun beyninin etkin hale gelmesini sağlar ve ayrıca fiziksel temas, yavru ve anne arasında duygusal bağın ve bağlanmanın oluşması için önemli bir etkendir. Doğumdan sonra yalanmayan bir yavru beyin aktivasyon eksikliği yaşadığı için büyük olasılıkla kısa bir zaman içerisinde ölecektir. “Depresyon” gerçekte “düşük etkinlik” anlamına gelmektedir. Bebek depresyonu düşük beyin etkinliğine neden olan fiziksel temas mahrumiyetinden ortaya çıkmaktadır. Sosyal hizmetlere bırakılan ya da terk edilen bebekler genellikle biyolojik annelerini kaybetme ya da bakıcı anne sayısı az kurumlarda bulunma nedenleriyle bu türlü uyarılardan mahrum kalırlar. Birçok ebeveynlik yetisi olmayan ebeveyn bebeklerini fiziksel olarak uyaramamakta ve birçok çocuk sosyal hizmetlere ya da koruyucu ailelere ulaşmadan önce yeterince uyarılmamaktadır. Memeliler olgunlaşmamış ve düzensiz bir beyinle doğarlar ve yaşamlarının başlangıcında beyin etkinliği sadece bebeğin fiziksel olarak uyarıldığı durumlarda artar ve düzenli hale gelir. |
Doğumdan sonraki dokunma (ten teması) bağlanma sistemini harekete geçirme açısından oldukça önemlidir. Erken bağlanma dönemlerindeki problemler, annenin bebeğe dokunmamasından ve bebeği dürtülerinin dışında kucağına almaması durumlarında görülür
Örneğin; doğum uygulamaları üzerine yapılan hastane çalışmalarında, gün içerisinde belirli bir zaman çizelgesi gereğince yeni doğanlar annelerinden alındığında, anneler büyük çoğunlukla suçluluk duygusu hisseder ve bebeğin nasıl hissettiği ve ne türlü ihtiyaçları olduğunu tasvir etme ve anlamada çok güvensiz olup bebek bakımı konusunda kendilerini yetersiz hissederler.
Eğer fiziksel ayrılma süreleri oldukça uzun tutulursa, anne bebeğe bağlanma duygusunu kaybeder ve bebeği bir yabancı olarak görebilir. Bağlanma duygusu anne ve bebek arasındaki doğumdan sonraki uzun süreli serbest fiziksel temasa bağlıdır
Erken (prematüre) doğumlar ya da doğum komplikasyonları sadece bebeğin fiziksel durumu için sorun oluşturmaz. Narin (frajil) bebek çoğunlukla tıbbi nedenlerle (küvez vb.) annelerinden ayrılırlar ve bu bebeğin beyin gelişimi ve annenin bebeğe bağlanma duygusu üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Birçok yeni doğan hastane birimlerinde, anneler bebeklerinden bu nedenlerle ayrılmamaktadırlar.
Youtube’ta bebek masaj teknikleri gibi konu ile ilgili birçok video bulabilirsiniz.
ANNELERIN BAŞKA İŞLE UĞRAŞTıKLARı DURUMLARDA BILE BEBEĞI UYARMA ARAÇLARı – “DıŞTA TAŞıMA”
İnsan kabileleri göç etmeye başladıklarında, bebekleri uyarma ve besleme konularında başka yöntemler bulmak zorunda kaldılar. Kadınlar, vücutlarının ön üst bölümlerinde iki göğse sahiptirler ve tarih öncesi insanlar bu nedenle bebeklerini kollarında taşımayı düşünmüşlerdir.
Bu belki de insanoğlunun tüm dünyaya yayılabilmesinin en büyük nedenlerinden biridir çünkü yeni doğan bebeği olan bir anne bile çok uzun mesafeleri yürüyebilirdi ve bu nedenle insan grupları obadan obaya taşınabildi.
Ayrıca, bebekler doğdukları zaman büyük bir kafaya sahip olmaya adaydır ve bu nedenle bebek beyni kendi kendine işlev kazanamadan çok önce (kangurularda olduğu gibi) anneler doğum yapmak zorundadırlar. İşte bu yüzden, doğumdan sonraki ilk dokuz aya, “ anne rahminin dışındaki gebelik” diyebiliriz.
Doğumdan sonraki ilk dokuz ile on iki ay arasında bebek düzenli beyin etkinliği kazanır
10 dakika
Lütfen resim ve videolar üzerinde çalışarak düşünün:
- Ebeveynleriniz ya da büyükanne ve büyükbabanız bebekleri nasıl uyarıyorlardı? Bebekleri kucaklıyorlar mıydı?
- Görebildiğiniz her hangi bir uyarı aracı, beşikler, hamaklar vb., kullanıyorlar mıydı?
- Eğer bebeğiniz varsa ya da olmuşsa, bu araçlardan herhangi birini kullandınız mı?
Koruyucu ailesi olduğunuz bir yaşından daha küçük bebeklerde gözlemleyin:
- Onları genellikle kucakta mı taşırsınız?
- Nerede uyurlar?
- Uyanık oldukları vakitlerin ne kadarını sallanmayan bir yatakta ya da bir yerde geçirirler? (sallanmayan bir yatak: oyun parkı ya da bebek arabası gibi)